
KİTAP ADI: GÜNEŞİMİN ÖNÜNDEN ÇEKİL
YAZAR: ALİ URAL
TÜR: TARİHİ ROMAN
GÜNEŞİMİN ÖNÜNDEN ÇEKİL! Bu azarı bir imparator duydu.Büyük İskender deniyordu ona.
Diyojen'in şöhretini duymuş ,şanını bu şöhretin yanına taşıyarak halka hoş görünmeyi ummuştu. Bir yanda Makedonya kralının parlak alayı,öbür yanda paçavralar içinde güneşlenen Diyojen...Biri yücelterek, diğeri aşağılayarak dünyayı kendine dar gören iki adam !İmparator ihsanda bulunmak istiyor: "Ne dilersen,yapayım!"Diyojen üzerine düşen gölgenin İmparator'a değil dünyayaya ait olduğunu hissediyor ve elinin tersiyle itiyor bu gölgeyi."Güneşimin önünden çekil!"

KİTAP ADI:16.50 TRENİ
ORJİNAL ADI:4.50 FROM PADDINGTON
YAZARI:AGATHA CHRISTIE
TÜRÜ:KLASİK POLİSİYE ROMANLAR
Sıradan bir günde her şeyin olması gerektiği gibi olduğu bir anda inanılmaz bir olay yaşanır.Yan yana gelen iki trende ancak korku filmlerinde rastlanacak türden bir cinayet vakası yaşanmaktadır.Ve bunların tek bir tanığı bir kadındır.
Elspeth çaresizlik içinde baktığı vagonun pencerisinden bir adamın bir kadının boğazını hunharca sıktığını görür.Zavallı kadının bir süre sonra cansız bedeni yere yığılır ve o anda tren hareket eder.Bu düğümü çözebilecek tek kişi Jan marple dan başkası değildir.Ve belki de Elspeth e inanacak tek kişi...Çünkü ortada ne şüpheli,ne başka tanık ,ne de ceset vardır...
KİTAP ADI:CİNAYETLER OTELİ
ORJİNAL ADI:AT BETRAM'S OTEL
YAZARI:AGATHA CHRISTIE
TÜRÜ:KLASİK POLİSİYE ROMANLAR
Geleneksel dekoru,kusursuz servisi ve görkemli görümünün ardında yatan tehlikeli havasıyla "CİNAYETLER OTELİ",Jane marple'ın aradığı yerdir.Esrarengiz bir konuğun yanlış günde havaalanına gitmesiyle başlayan garip olaylar zincirinin böylesine gelişeceğini bayan marple bile tahmin edememiştir.

KİTAP ADI:İHANETİ GÖRDÜM
YAZAR:ERDAL SARIZEYBEK
TÜRÜ:SİYASİ
Türk yakın tarihini anlamak için o dönemi yaşayanların anılarını objektif bir şekilde yazmaları gerekir. Askerler, siyasiler, üst düzey bürokratlar başından geçenleri genç kuşaklara aktarırsa gelecekteki yaşanması muhtemel sorunların önüne geçebilir.
Ülkemizde başından geçenleri objektif bir şekilde anlatan ve yazanlardan biri de emekli albay Erdal Sarızeybek'tir. Bir önceki kitabı Ya Gazi Paşa duyarsa ile tüm şimşekleri üzerine çeken ve yazılamayanları yazan Sarızeybek bu kez ihaneti sorguluyor.
PKK terör örgütünün 1980'lerden günümüze kadar sarmaşık gibi nasıl boy attığını ve ona bilmeden de olsa yardım eden siyasi, askeri tüm yetkilileri mercek altına alıyor. Turgut Özal'dan Tayyip Erdoğan'a askeri bürokrasiden diğer yetkililere bu sürece dahil olmuş herkes Sarızeybek'in kaleminden nasibini alıyor.

KİTAP ADI: YASSIADA ÇIĞLIĞI
YAZAR:RASİM EKŞİ
TÜR:SİYASİ
27 Mayıs darbesinin üzerinden yarım asra yakın bir zaman geçti. Acılar küllendi. Olayın kahramanlarının çoğu öldü ve adları unutuldu. Mağdurlar ise, milletin gönlündeki yerlerini muhafaza ediyorlar. Geri kalanların bir çoğu da günden güne aramızdan ayrılıyorlar. Bir çoğu sırları ile birlikte göçüp gidiyor; hatıralarını yazanların sayısı çok az.
27 Mayıs’ın üç büyük mağduru Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’dan geriye zor şartlar altında mahkameye sundukları savunmaları ile yakınlarına yazabildikleri birkaç satırdan ibaret olan mektuplardan başka bir şey kalmadı.
Menderes, Zorlu ve Polatkan bazı davalardan müşterek, bazılarında ayrı ayrı yargılandılar. Bütün sanıkların ortak suçlu kabul edildiği tek konu, Anayasa Davasıdır. Üçü de aynı davadan mahkum oldular.
Başbakan Menderes, sadece 29 sayfadan oluşan son müdafaasını 07.08.1961 tarihinde Mahkeme Başkanlığına sundu ve 2916 sayı ile kayda alındı.
Zorlu’nun müdafaası nispeten genişti. Derli toplu ve dirayetli bir devlet adamı olan Zorlu, son savunmasının fihristini yaptığı gibi özetini de çıkartmış. 29.07.1961 tarihini taşıyan 75 sayfalık savunmaya bazı belgeleri de ilave etmiş. Mahkeme kalemi, müdafaayı 11.08.1961 tarihinde kayda almıştır.
Hasan Polatkan’ın 68 sayfalık müdafaasının kayıt tarihi ise 02.08.1961′dir. Savunma metnine iki de dilekçe ilave edilmiş. Mahkeme, savunmayı aynı gün kayda geçirmiştir.
Yassıada Mahkemesi’nin bütün kayıtları doğrudan Milli Birlik Komitesi’ne bağlı olarak çalışan İstanbul İrtibat Bürosu Başkanlığı’na intikal etmiş, mahkemenin sona ermesi üzerine de bütün belgeler TBMM Muhafız Taburu Arşivi’ne gönderilmiş.